Kutsal Dedektiflik Bürosu by Douglas Adams
My rating: 4 of 5 stars
Bilimkurgu ve fantastik ögeleri birbirine bağlayıp bunu keyifli bir şekilde anlatmayı başaran bir kitap, Kutsal Dedektiflik Bürosu. Kitap boyunca gerçekten yer yer çok eğlendim, yer yer ilginç bulduğum noktalar oldu ve her şeyden öte hayalgücüm çok farklı seviyelere ulaştı. Eh, bunu söyleyerek kitabı "kutsal" hale getirmiş olmak biraz abartı olur. Kutsal Dedektiflik Bürosu elinize alıp kafa dağıtmak için harika bir kitap. Eğer derinliğine inerseniz hayal kırıklığına uğramanız olası, eğer yüzeysel bakarsanız kitaptan keyif almamanız hayli olası, o yüzden geriye kalan tek seçenek anlatılanları hiç sorgulamadan onunla beraber serüvenden serüvene uçmanız. Daha sonra o serüvenler birleşip mantıklı hale geldiğinde sizi tatmin eden bir sonuca ulaşabiliyorsunuz.
Kitapla ilgili övgüde bulunacağım ilk konu karakterler. Gerçekten her bir karakteri ilgiyle okuduğumu söyleyebilirim. Bazı karakterler bunların arasından sivrilip çok daha eğlenceli hale geliyor. Açıkçası yer yer anime seyrediyormuşum hissine kapıldığımı bile söyleyebilirim. Diğer karakterlerin hikayeleri ise hiç aşina olmadığımız bir konuyu işliyor. Özellikle o karakterlerin yaşadığı hissiyatı okurken gerçekdışı bir durum gerçekten oluyormuş hissine kapıldım. Ayrıca bu iki farklı kategorideki karakterlerin birbiriyle etkileşimi o kadar ustalıkla işlenmiş ki hiçbirisi sırıtmıyor, kitapta ilerledikçe karakterlerin hikayeye katkısı çok daha mantıklı hale geliyor.
Kitabın bir diğer güzel yanı ise bilimsel açıdan güzel noktalara değinmesi. Gerek kuantum alanına dair düşünceler olsun, gerek zamanın kendisine olan atıflar olsun, gerekse farklı dünyalarda yaratılan farklı işlevlere sahip cihazlar olsun; bu detayları okuyup irdelemek bu kitabı değerli kılan özelliklerden birisi oldu benim için. Mesleki uğraşlar açısından çok güzel bir yaklaşım açısı bulduğum bir alıntı paylaşıyım:
"Eğer bir şeyi gerçekten anlamak isterseniz, bunun en iyi yolu onu başka birine anlatmaya çalışmaktır. Bu şekilde insan olayı kendi zihninde düzene koymaya mecbur kalıyor. Öğrenciniz ne kadar yavaş ve aptalsa, siz de açıklamayı o kadar daha basit bir şekilde yapmak zorundasınız. Ve bilgisayar programları yazmak aslında budur. Karmaşık bir fikri, aptal bir makinen bile anlayabileceği küçük adımlar şeklinde düzenledikten sonra, o şey hakkında kendiniz de gerçekten bir şeyler öğreniyorsunuz."
Kitabın sorunlarına gelecek olursak eğer, bunların en başında çeviri geliyor. Normalde çeviriye çok yermeyen birisiyim ama bu kitapta rahatsız edecek hatalar ne yazık ki fazlasıyla bulunmakta. Bazı kısımlarda çevirmen, orjinal kitaptaki cümleyi tıpatıp aynı şekilde kalkışınca okuyucu için o cümleyi anlamak adeta işkence hale gelmiş. Kitabı okurken belli bir noktadan sonra hem bu hataları görmezden gelmeye başlamam hem de bazı yerlerde çevirmenin harika iş çıkarması kitaptan genel olarak keyif almamı sağladı yine de.
Bunun dışında kitabın sonuyla ilgili birkaç tuhaflık var. Bu tuhaflığın ikinci kitapta açıklanmasını bekliyorum açıkçası. Bunun en temel sebebi kitabın sonlarının gerçekten biraz aceleye gelmiş olması. İkinci kitap, bu kitaptan farklı bir konuyu ele alıyorsa müthiş hayal kırıklığına uğrayacağım.
Genel olarak kitabın ağır ve ilginç başlayan başlangıcından sonra bahsettiğim eğlenceli karakterlerin hikayeye girişi ile kitaptan epey keyif aldım. Beni birçok kez güldüren ve aynı zamanda düşündürüp sorrgulatan bir eser oldu Kutsal Dedektiflik Bürosu. Ayrıca Douglas Adams'ın en meşhur kitabı olan "Otostopçunun Galaksi Rehberi" kitabını şimdi daha da çok merak ediyorum. Bilimkurgu-fantastik-komedi birleşimi bir kitap okumak isteyen herkese bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim.
View all my reviews
24 Aralık 2016 Cumartesi
10 Aralık 2016 Cumartesi
Kâğıt Ev by Carlos María Domínguez
My rating: 4 of 5 stars
Kitabı bitirdikten sonra düşünce trenine ("Train of Thoughts"u bu şekilde çevirmek daha mantıklı, sonradan fark ettim!) kapıldım. Yaklaşık 15-20 dakikadır, bu kitabın bende yaşattığı hissiyatı nasıl açıklamam gerektiğine dair düşünceler gerçekten bir tren gibi gelip geçti aklımdan. Yine de pek tarif edilesi bir his değil şu an yaşadığım duygu. Şimdi o düşüncelerden birkaçını buraya paylaşıyım.
Kitapçıya uğrarken "Kağıt Ev"i diğer kitapların arasından aldığım anı hatırlıyorum. Etrafı kalın kitaplarla doluyken elime geçen bu incecik kitabın anlattıklarının neredeyse o kalın kitaplardan farklı olmaması gerçekten çok acayip bir durum çünkü kitabın her sayfasının öylesi bir -nasıl desem- çekim gücü var ki diğer kitapların 5-10 sayfasına bedelmiş gibi. Kitabın sonlarına yaklaştığımda sanki zamanı yavaşlatıp kelimelerin içindeymişim gibi hissettim kendimi. Sanki şu an kelimelerimi yazdığım ekranın kendisi kocaman bir "ekran" yazısından ibaretmiş gibi. Bu kelimelerin gücünü nasıl anlatsam bilemiyorum, sadece o öylesi bir dünyaydı ki bitince etrafımdaki bütün kelimelerin bir süpürgeyle çekilip minik bir boşluğa kapılmışım gibi his yaşadım. Çocukken hiç düşünmez sadece anı yaşarız ya, sonra büyümeye başladıkça düşünceler etrafımızı sarar ve hayat kendini gösterir, işte hiçbir şey düşünmeyip sadece kitabın anlattıklarıyla iç içeydim. Bu hissi yaşatmış olması bile bu kitabın çok özel olduğunu gösteriyor.
Yukarıdaki paragraf düşünce trenimin sadee bir vagonu ve bunun gibi acayip vagonlar var. Bunlardan bir diğer önemli bulduğum konu ise okuduğum kitaplara olan bakış açıma inanılmaz bir derinlik ve değerlilik katması. Hayalini kurduğum evde bir kütüphanem olmasını çok isteyenlerden birisiyim ve bu kitaptaki bazı bilgiler bu konuda o kadar aydınlattı ki beni, hem kurabileceğim kütüphanenin hayatıma olan değerini hem de kütüphanenin sıradan bir kavram olmadığını çok net bir şekilde görebildim.
Kitap ile ilgili tek olumsuz düşüncem kitapların karakterler üzerinde nasıl değişim yarattığını görememek. Kitap üzerine düşüncelerimi iletirken veya sizlerin bu kitap üzerine düşüncelerini okurken aldığım keyif benim için o kitabı diğerlerinden ayrı kılan karakteristik sınırları oluşturuyor. O yüzden karakterlerin okuduğu kitaplara harcadığı zamanı, insanlarla o kitaplar üzerine tartışmak için harcamaması bir parça hayal kırıklığı oldu benim için.
Özetle geçmek gerekirse kitap okumayı seven herkesin hayatının bir döneminde elinde tutması gerektiğini düşündüğüm bir kitap Kağıt Ev. Evinizdeki kitaplara baktığınızda onlara bakış açınız çok daha farklılaştıracak bir hazine çünkü kendisi. Bu yüzden okumamış olan herkese bu değerli hazineyi tavsiye ederim.
View all my reviews
My rating: 4 of 5 stars
Kitabı bitirdikten sonra düşünce trenine ("Train of Thoughts"u bu şekilde çevirmek daha mantıklı, sonradan fark ettim!) kapıldım. Yaklaşık 15-20 dakikadır, bu kitabın bende yaşattığı hissiyatı nasıl açıklamam gerektiğine dair düşünceler gerçekten bir tren gibi gelip geçti aklımdan. Yine de pek tarif edilesi bir his değil şu an yaşadığım duygu. Şimdi o düşüncelerden birkaçını buraya paylaşıyım.
Kitapçıya uğrarken "Kağıt Ev"i diğer kitapların arasından aldığım anı hatırlıyorum. Etrafı kalın kitaplarla doluyken elime geçen bu incecik kitabın anlattıklarının neredeyse o kalın kitaplardan farklı olmaması gerçekten çok acayip bir durum çünkü kitabın her sayfasının öylesi bir -nasıl desem- çekim gücü var ki diğer kitapların 5-10 sayfasına bedelmiş gibi. Kitabın sonlarına yaklaştığımda sanki zamanı yavaşlatıp kelimelerin içindeymişim gibi hissettim kendimi. Sanki şu an kelimelerimi yazdığım ekranın kendisi kocaman bir "ekran" yazısından ibaretmiş gibi. Bu kelimelerin gücünü nasıl anlatsam bilemiyorum, sadece o öylesi bir dünyaydı ki bitince etrafımdaki bütün kelimelerin bir süpürgeyle çekilip minik bir boşluğa kapılmışım gibi his yaşadım. Çocukken hiç düşünmez sadece anı yaşarız ya, sonra büyümeye başladıkça düşünceler etrafımızı sarar ve hayat kendini gösterir, işte hiçbir şey düşünmeyip sadece kitabın anlattıklarıyla iç içeydim. Bu hissi yaşatmış olması bile bu kitabın çok özel olduğunu gösteriyor.
Yukarıdaki paragraf düşünce trenimin sadee bir vagonu ve bunun gibi acayip vagonlar var. Bunlardan bir diğer önemli bulduğum konu ise okuduğum kitaplara olan bakış açıma inanılmaz bir derinlik ve değerlilik katması. Hayalini kurduğum evde bir kütüphanem olmasını çok isteyenlerden birisiyim ve bu kitaptaki bazı bilgiler bu konuda o kadar aydınlattı ki beni, hem kurabileceğim kütüphanenin hayatıma olan değerini hem de kütüphanenin sıradan bir kavram olmadığını çok net bir şekilde görebildim.
Kitap ile ilgili tek olumsuz düşüncem kitapların karakterler üzerinde nasıl değişim yarattığını görememek. Kitap üzerine düşüncelerimi iletirken veya sizlerin bu kitap üzerine düşüncelerini okurken aldığım keyif benim için o kitabı diğerlerinden ayrı kılan karakteristik sınırları oluşturuyor. O yüzden karakterlerin okuduğu kitaplara harcadığı zamanı, insanlarla o kitaplar üzerine tartışmak için harcamaması bir parça hayal kırıklığı oldu benim için.
Özetle geçmek gerekirse kitap okumayı seven herkesin hayatının bir döneminde elinde tutması gerektiğini düşündüğüm bir kitap Kağıt Ev. Evinizdeki kitaplara baktığınızda onlara bakış açınız çok daha farklılaştıracak bir hazine çünkü kendisi. Bu yüzden okumamış olan herkese bu değerli hazineyi tavsiye ederim.
View all my reviews
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)